Yüksek Verim İçin Nelere Dikkat Edilmeli?

Mekanik verim, bilindiği gibi sistemden çıkan enerjinin sisteme giren enerjiye oranıdır ve termodinamik kanunları gereği bir’den küçük bir değerdir. Oysa üretim alanında benzer şekilde tanımlanan verimlilik birden büyük olmalıdır.
image
“Girdinin değerinden daha düşük bir çıktıya” geçici olarak katlanılabilirse de, bu durum işletmenin kaynaklarının tüketilmesi anlamına geleceğinden, verimliliğin en kısa zamanda birin üzerine çıkartılması ve son sınırına kadar yükseltilmesi gerekir. Zaten verimlilik için kurumsal bir üst sınır da söz konusu değildir.

Yüksek verimlilik hem toplumun ( dolayısıyla bireyin) refahının, hem de işletmenin rekabet gücünün göstergesidir.
Verimlilik için uluslararası kabul görmüş kesin bir tanımı olmamakla birlikte girdilerle çıktılar arasındaki ilişkiyi gösterir.
Bir ülkenin, bir endüstrinin ya da bir işletmenin “ne kadar iyi” olduğunun genel ölçüsü olan verimlilik bir işletmede bir birim malın üretilmesi için kullanılan kaynakların ( ya da üretilen öğelerin ) ölçülmesiyle sağlanır. Öyleyse en geniş anlamda verimlilik Çıktıların / Girdilere oranı olarak tanımlanabilir. Yani birim girdi başına üretilen çıktıdır. İşletmelerin çoğu bu tanımı üretkenlik için de kullanıyor.
Aslında üretkenlik (productivity), verimlilik  ve etkinlik, iç içe girmiş ve çoğu zaman aynı anlama gelen ifadelerde kullanılan sözcüklerdir. Bu sözcüklerden etkinlik; bir işletmede belirlenen amaçların gerçekleştirilmesi için tüketilmesi beklenen kaynaklar ile tüketilen kaynaklar arasındaki ilişki olarak tanımlanırken; tüm girdi ve çıktıların ne derece etkin kullanıldığı ile ilgilenir. Verimlilik ise; amaçlara ve hedeflere ulaşmakla ilgili kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır..
Mühendisler ise verimliliği; işletme başarısını ölçmede kullanılan kriter olarak görüyorlar. Yani teorik üretime ulaşma oranı işletmenin başarısını göstermektedir.
Verimlilik karşılaştırmaları iki şekilde yapılabilir

  1. Firma bulunduğu sektörde başka firmalarla karşılaştırma yoluyla
  2. Varsa endüstri dalında geçerli mevcut bir veriyi kullanmak yoluyla.

Bunlar yoksa kendi değerleri ile kıyas yani her ay verilerini bir önceki ay veya en yüksek ayın verileriyle kıyaslamak (benchmark ) suretiyle gidişatı izleyebilirler.
Verimlilik ölçümleri ;

  • Kısmi verimlilik ölçümü : ( çıktının tek bir girdiye oranı )
  • Çok öğeli verimlilik ölçümü: ( çıktının bir grup girdi ile oranı )
  • Toplam verimlilik ölçümü : ( çıktının tüm girdiler toplamına oranı ) şeklinde yapılabilmektedir. Buradaki verimliliğin belli bir ürünü elde edebilmek için harcanması gereken zamana bağlı olarak anlaşıldığı görülmektedir.( günlük üretim miktarı/çalışma saati gibi)
  • Emek, malzeme gibi tek bir faktörün çıktı üzerindeki etkisini incelemek (kısmi verimlilik) daha kolaydır Çünkü, tek bir girdi ele alınır. Ve girdi ile çıktının aynı birimler ile ifade edilmesine çalışılmaz. 1 ton ipliğin kaç ton pamuktan elde edilebildiği bir iplik işletmesinin kullandığı teknolojiyi değerlendirmede sağlam bir göstergedir. Ancak işletmede farklı numaralarda iplikler üretiliyorsa bu ipliklerin ağırlığı, uzunluğu farklılık göstereceğinden bu durum “eşdeğer ürün” kavramı ile aşılabilir. Tabii ki sağlıklı bir dönüşüm için, tüm puanlandırma ve ağırlıklandırma sisteminin önceden dikkatle tasarlanmış olması gerekmektedir.
  • Girdilerin tamamı para cinsinden ifade ediliyorsa mutlak verimlilik değerleri birimsiz sayılar olarak elde edilebilir. Girdilerin çıktılara dönüşmesi bir anda olmadığından paranın zaman değeri, enflasyon etkisi, vergiler, amortisman vb., düşünülerek, giriş ve çıkışların ne zaman olduğunun da belirlenmesi gerekir.
  • Başkalarının, özellikle de rakiplerin verimliliği ile yapılan karşılaştırmalar ile zaman içinde iyiye veya kötüye gidiş gibi değişiklikler durum değerlendirmesi imkanı verip, gösterilecek tepkiyi yönlendirir.

VERİMLİLİK ANALİZLERİ

1.İşçi verimi = üretim(çıktı) /işçisaat (üretilen miktarın üretimde çalışanların – direkt işçilik- toplam çalışma saatine bölünmesi ile bulunur. )
2-Makine verimi = üretim (çıktı)/ fiili makine saati
Burada fiilen çalışan makinaların saatleri dikkate alınmaktadır. Herhangi bir sebeple makine duruşları fiili çalışma süresi içinde yoktur. Amaç fiilen çalışılan sürede ne kadar üretim yapıldığının bilinmesidir. Bir makine saatte ne kadar ürettiğimizi bilirsek buradan geçen ayın değeri ile kıyasladığımızda gidişatın iyi mi kötü yönde mi olduğuna karar verilebilir.
3.Kapasite Kullanım Oranı = çalışan makine saatinin (duruşlar çıktıktan sonra)/ toplam kurulu makinesaat kapasitesine oranıdır. Buradan bulunacak oran makinalarınızdan yüzde kaç faydalandığımızı gösterir.
4-Enerji verimi = üretim(çıktı) / enerji tüketimi ( elektrik-fuel oil, doğalgaz)
Kullanılan birim enerji ((kwh, ton, m3)başına üretlen miktarı ölçmekle bulunur.
5-Üretim Verimi = toplam üretim(çıktı)/ toplam girdiler
İşletmenin üretim verimini bulmak için toplam çıktıları toplam girdilere oranlamak gerekir. Burada üretim farklı birimlerde ise “eşdeğerlik dönüşümü”ne ihtiyaç vardır.
Yukarıdaki verimlilik hesaplamaları yapıldığında işletme başarısını rasyolarla (oranlarla) izleme şansı elde edilmiş olacaktır.

Üretim Planlama

İşletme başarısının rasyolarla izlenebilmesi için önce planlamayı ve ölçme sistemini yaşama geçirmiş olmak gerekir. İşletmelerin yapısına göre üretimi ve bunu ilgilendiren girdileri kontrol altına alacak ve sistemli takip edecek “Üretim Planlama”, işletmenin hemen hemen tüm departmanları ile yakın ilişkili ve bilgi alışverişinde bulunmayı zorunlu kılar. Üretim planlama tekniklerinin öğrenilmesi ve başarı ile uygulanması; mühendislik , matematik, istatistik, işletmecilik ve yöneticilik bilgilerinin ve kazanılan tecrübelerin ışığında dikkatli bir sentezi ile gerçekleşebilir.

Verimliliği artırmak için nelere dikkat edilmeli

Ürün verimliliği bir çıktı/ girdi oranı olduğuna göre verimliliği artırma yolları şu şekilde sıralanabilir

  • Girdiyi sabit tutmak, çıktıyı artırmak ( aynı girdi ile daha çok ürün üretmek)
  • Çıktıyı sabit tutmak girdiyi azaltmak ( daha az enerji, işçilik vb girdiler kullanarak aynı çıktıyı üretmek)
  • Çıktıyı azaltmak ama girdiyi daha çok azaltmak
  • Girdiyi artırmak ama çıktıyı daha çok artırmak

ile verimliliği artırmış olursunuz. Bunun yöntemleri ise:
Önce elinizdeki olanakları çok iyi kullanmanız gerekir. Kullandığınız teknolojiyi iyileştirmeden önce yapacak işleri saptamalısınız. Elinizdeki insan, makine, enerji, hammadde ve malzeme kaynaklarını ve zamanı çok iyi kullanmalısınız. İşin yapılış sırasındaki verimsizlikleri “İş ve zaman etütleri” yaparak saptayabilir, bunları iyileştirerek verimliliğinizi artırabilirsiniz.
İşgörenin daha rahat ve kolay çalışacağı ortam ve yöntemler verimliliğinizi artırır. Bunun için endüstri mühendisleri zaman ve hareket etütleri yaparak size yardımcı olabilirler.
Ergonomiye önem vermekle de verimliliğinizi artırabilirsiniz. İşgörenin çalışma ortamı iyileştirmek ve fiziksel hareketlerini kolaylaştırmak verimliliğini etkiler bu nedenle ergonomiye dikkat edilmelidir.
Motivasyon; işgörenin verimliliği motivasyon (isteklendirme ) ile artırmak mümkündür. Bunun birkaç yolu var: Dışsal motivasyon dediğimiz ücrete dayalı prim sistemi ile işçinin daha dikkatli ve istekli çalışmasını sağlayabilirsiniz. Bunun için üretime bazı ölçüler koyabilir bu miktarları verebilenlere prim adı altında ek ödemeler yapabilirsiniz. Yalnız burada şunu hemen belirtelim prim sistemi kurgulanırken iyi araştırılması işin niteliğine uygun sistemlerin getirilmesi gerekir. Çalışan içinde gösterdiği performansın karşılığı alacağı prim bir değer ifade etmelidir. Yani onu özendirmelidir.
İçsel motivasyon ile de performansı yüksek çalışanları takdir etmek diğer çalışanlar arasında plaket terfi ve benzeri ödüllerle ödüllendirmek çalışanların gururunu okşar ve teşvik eder. Verdiği mesaj “ işverenimiz yüksek performans gösterenlere karşı ilgisiz değildir.”
Ürünlerin tasarımı ve bileşimi her zaman aynı kalmaz, sık sık gözden geçirilir ve birtakım değişiklikler yapılır. Bu değişiklikler üretimi kolaylaştırıcı, maliyeti düşürücü, üretim hızını hızlandırıcı yönde olması ile verimlilik artar. Aynı ürünü daha kısa sürede daha az girdi kullanarak, daha ucuz üretiriz.
Örneğin hammadde verimliliği ürünün kalıp tasarımını iyileştirerek artırılabilir. Firenin azaltılması ile aynı hammaddeden daha çok ürün alınır. Ürünleri tasarım aşamasında iyileştirmek, ürün analizlerini SOLIDWORKS Simulation ile yaparak, prototip maliyetini ortadan kaldırmak da verimlilik artırıcı bir etkinlik olacaktır.  Bu da verimliliğin artması demektir.
Teknolojik gelişmeler de üretim sürecinde ve üretim tekniklerinde yeniliklere yol açmaktadır. Bunlar da verimliliği doğrudan etkileyen faktörlerdir. Teknolojik yeniliklere ayak uydurulduğu sürece verimlilik artacaktır.
Üretim sürecinin kapsamında yapılacak bazı değişikliklerle de verimliliği artırmak mümkündür. Örneğin hammadde yerine sadece yarı mamul alıp işleyen, bazı üretimlerini dışarıya outsource eden( dış kaynak kullanan) bir kuruluş, çoğu kez maliyeti ve riski fazla ünitelerini devreden çıkartacağından, verimliliğini, de artırmış olur.
Verimliliği artırmanın bir başka yolu da örgütlenme ve yönetimde gelişmeler sağlamaktır. Amaçlara ulaşmada kullanılacak araçların belirlenmesinde, yerleşim planlarında, malzeme taşıma ve üretim planlama yöntemlerinde ve bunlarla birlikte insan yönetiminde başarı gösteren bir kuruluş, verimlilik düzeyini hızla yükseltir.
Üretimde kullanılan makine ve tezgahların oluşturduğu sabit sermaye kapasitesi ile işgücünü, kısa dönemde çok önemli düzeyde artırıp azaltamayız. Bu yüzden bunların tam kullanımı ( tek vardiya yerine üç vardiya gibi ) verimliliği olumlu yönde etkiler.
Kapasitenin uzun süre önemli ölçüde düşük kullanıldığı ortamlarda yüksek verimlilikten söz edilemez. Çünkü üretim siparişe değil de stoka üretiliyorsa bugün stoka koymakla yarın koymak arasında fark görülmez, insanları da verimli çalışmaya ikna etmek güç olur. (kriz dönemleri)
Verimlilik ile kalite arasında da çok yakın ilişki vardır. Üretim sürecinin çeşitli aşamalarında kullanılan girdilerin kalitesizliği, üretimde yavaşlamalara, duraksamalara ve önceden belirlenmiş standartlardan sapmalara yol açarak verimliliği olumsuz yönde etkiler. Kaliteli girdi, yüksek verimlilik ve kaliteli ürün için vazgeçilmez önem taşır.
Aynı şekilde üretimde kullanılan girdilerin en önemlisi olan “insan” kaynağının kalitesi de verimliliği doğrudan etkileyen bir faktördür. İyi eğitilmiş, yeterli beslenen, iş kazalarından ve meslek hastalıklarından gereği gibi korunan, çeşitli sorunlarını çözebilen işgücü, yüksek verimliliğin en şaşmaz güvencesidir.
Küresel pazarda ön plana çıkan firmalara bakıldığında, hepsinin verimliliklerinin yüksek olması nedeniyle pazarda rekabet edebilir fiyatlara sahip oldukları görülür.
Şirket varlığını sürdürmede verimlilik, kalite, maliyet, değişim, hız gibi parametreler kadar önemlidir. Organizasyondaki tüm birimlerin hedefi verimliliğin arttırılması ve katma değeri yüksek üretim yapmaktır.
Her işletme maliyetlerini düşürmek, piyasalarda tutunmak, rekabet şansını elinde bulundurmak ister.
Bunun sadece hammadde/malzeme yada işçilik gibi girdileri ucuz elde etmekle veya daha ucuz makina kullanmakla olmayacağı; maliyetlerde ucuzlatmanın verimlilikten geçtiği, artık her kes tarafından bilinmektedir.

  • Verimlilik ölçümleri ile bir işletmede işlerin ne kadar iyi yapıldığını, beklenen sonuçlara ne düzeyde ulaşıldığı, gerçekleştirilen işlerin amaçlara katkısının olup olmadığı, doğru yönde ve iyiye gidip gitmediği öğrenilebilir.
  • Ölçümlerden sağlanan bu bilgiler tüm çalışanların davranışını yönlendiren ve yöneten araçlardır.
  • Verimlilik ölçümü işletmede planlama, karar verme, sorun çözme, geliştirme, motivasyon ve hatta liderlik alanlarında yönetime bilgi sağlayan önemli bir destek hizmetidir.

Eğer veriminizi ölçmeyi başaramazsanız, iyileştiremezsiniz, yönetemezsiniz, kazanamazsınız!
Yazar: Atilla Filiz
Kaynak: Arelsemarmada yazılım logo_küçük

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir